31 Ekim 2008 Cuma

yine bir cuma...


yine günlerden cuma..
hafta sonu..
ay sonu...
2008 ekimi sona eriyor..
bakalım nereye koşuşturuyoruz..
dilimde volkiden dinlemeyi sevdiğim parça ..
bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm
kim bilir ne bekliyor kalır mıyım ölür müyüm
ne malum dünya gözüyle bir daha görür müyüm?
ağğğğ !

29 Ekim 2008 Çarşamba

cumhuriyet 85.yılında...

cumhuriyet bayramından geliyorum.. hani bir zamanlar cumhuriyet alanından öğrenci olarak geçtiğim ve şimdi seyirci olarak katıldığım tören alanından.. işyerime döndüğümde(malesef bize tatil olmadığından) birden sık kullanılanlarımda kayıtlı olan bloglara tıkladım her zamanki gibi..aaa açılmış bloglar pek sevindim.. hemen bende yazıvereyim dedim :) şevval sabah izci olup çıktı evden.. bayram alanına gelmemi istemedi tören yerinde beni görünce surat astı gene:) herkes gelsin ister bizimki gelmesin ister ilginç tip bizimkisi:)

24 Ekim 2008 Cuma

cuma durumları..

sanırım sonbaharda ölecek olmalarından kaynaklanan yapşak ve sarhoş gibi uçuşmaya çalışan sineklerle ilçemizde,köylerimizde ve ilde (duyduğuma göre) yani kısaca heryerde bu sineklere rastlanmakta üstümüze yapışmakta, evde komşumuzun çay bardağının içine düşmekte, dışkılarını pc min üzerine bırakmakta , işyerimize gelen doktor ve kaymakam gibi üst düzey insanların suratlarına konmak suretiyle rahatsız etmekte dolayısıyle bizi mahçup etmektedir:) zira köyden gelen müşterilerimizle aynı sorunu yaşadığımızdan güğü'lü nurten ablayla aramızda geçen diyalog şöyle: -nurten aba ni bu sinekle böle köyde de çokmu? -hı gı pek çok tek dolumluk toner için 9 ytl ödemek varken neden satın alıyorsunuz diye taa konya'dan ayağımıza kadar gelen bilgisayarcıların 10 dolumluk satarak bizden 90 ytl yi kıvırıp gitmesini çok başarılı buldum..pazarlama politikasına bak be !

21 Ekim 2008 Salı

sonbahar günleri...


dün malum pazar... gözümü yeğenimi parka götürme isteğiyle açtım.. onun ödevleri bilmemneyi derken yola koyulduk.. ancak acil ulaşmamız gereken bir yer daha olduğu için koşarak giderken römorksuz & kabinli bir traktör imdadımıza yetişti:) çocuk 8 yaşında daha önce hiç traktöre binmemiş ki.. yeğenimin yolda ilerlerken asfalttaki çukurlardan müthiş gürültü çıkaran gürültüsüyle traktörün lastik üstündeki yerine tanımadığım şoförün tuttuğu gibi oturttuğu yere arkamı dönüp baktığımda surat astığını fark ettim.. bir sonraki bakışımda zaten bağırarak ağlamaya başlamıştı:)) abi dedim dur inelim biz:)) sonrada indik uygun bi yerde zatende ineceğimiz yere gelmiştik..indikten sonrada bir süre ağlamaya devam etti annemi istiyorummm diye..sonra rahatladı korkusu oturduğu yerden kayması olmuş:) kıyamam ya ne maceraydı ama:)) sonra onu parkta oyun oynarken kendimide kitap okurken buldum.. keyifli geçti pazar.. ama yinede son zamanlardaki boşluğumu, sıkı canımı ne yapmalıyım bilemiyorum... sonbaharın güzelliğimi çarptı nedir ...

13 Ekim 2008 Pazartesi

yeni bir hafta...

günlerden pazartesi.. masumiyet müzesi geldi elime.. bakalım buda sürünücekmi elimde aylarca sürünen yalnızız gibi.. diğerleri gibi yarıda kalanlardan yalnızız..ama tamamlayacam, çoğu gitti azı kaldı.. kitap satın alıp okuma özürlü olan tek ben değilim kanaatimce !

12 ekim pazar

bu aralar herkes gergin herkes sinirli,huysuz herrrşeyy paraa ne bu sabırsızlık ne bu acele nereye yetişiyoruz böyle pazar günüm özetle nrcnmda gün htlblt da mtnin düğün herşeyin bu kadar çabuk gelip geçmesinden yoruluyorum...

9 Ekim 2008 Perşembe

perşembe

yorucu bi gün oldu iş iş iş eve gel evde de iş iş iş artı misafir artı baş ağrısı ablamın dişi kırıldı çektirip geldi müfinin govları dinlenildi çaylar içildi masumiyet müzesi siparişi verildi htçm bizde uykummu geldi ne

7 Ekim 2008 Salı

yeni başlangıçlara...

yeni bir başlangıca sessiz harflerimle oluşturduğum bu blogla merhaba diyorum.. kabul görür mü görmez mi bilmem ama amacım, belki yıllar sonra dönüp bakabileceğim vay be sahi ya bunuda yaşamıştım ben ! diyebileceğim bir ortam oluşturabilmek.. yok ötesi...