30 Ağustos 2010 Pazartesi

Babazula- bir sana bir de bana...

29 Ağustos 2010 Pazar

referandum, sayende kimliğim değişti!

Bugün ailece Tc kimlik numarası olmayan -ben yıllar önce daktiloyla yazıp yapıştırmış olsam da - kimliklerimizi değiştirtip geldik..
Pazarımı yiyen nüfus idaresi çok kalabalık idi. Sıra 103 ü bize verdiler. Yaşlısı, köylüsü pazar günü olmasına rağmen sıra bekliyordu, yarın düşünemiyorum oradaki kuyruğu...
Neyse, artık kimse nüfus cüzdanımdaki lise yıllarımdan kalma fotoğrafı görüp bu ufaklık sen misin diyemeyecek!

18 Ağustos 2010 Çarşamba

Hoşgeldin Mehmet Selim!

hey evlat!
çorabının teki nerde olm! :))
  Annen senin doğduğunu müjdeledi bize fotoğraflarını yolladı "biz geldik dünyaya diye!"
şöyle bi baktım olm babana çok benziyosun ha valla öteki teyzelerin de hemfikir hem, babasına çok benziyor kanaatine vardık..bu fotoğrafını da annnenin facebookundan arakladım çaktırma:P
Bu senin annen varya illa tutturdu psikoloji okucam ben diye tee gitti bilmemnerelere bıraktı bizi buralarda pedagog olcakmış şimdi, abi ne kafa var senin annende ya maşallah! ha babanı da unutmayalım.. babanın hiç bi zaman ne iş yaptığını tam anlamadık biz kafamız basmadı, akademisyen  falan sanırım ya da doktora yapıyor belki de prof oldu artık malum herkes biz mi aöf yi senelerce geçemeyecek peeeh! 
neyse senin şimdi mama saatin gaz çıkarma saatin vs olabilir
yalnız annen bu satırları okurken şaşırabilir elini bırakma annenin sakın anlaştık mı yakışıklı!
aramıza hoşgeldin :)
adınla yaşa, sağlıkla yaşa inşallah!

yuri teyzen...

16 Ağustos 2010 Pazartesi

bugünlerde...

Değerlendirme çalışmaları Vol I: geçen hafta arkadaşımın ve eşinin ; yuri çok düzgün çocuk bi değerlendir bak kaybedeceğin bişi yok ama kazanacağın çok şey olabilir diye ısrar ederek tavsiye ettiği çocukla uzun mesafelere rağmen görüştüm. sonuç: ben bu sene evlenemem dedim, o da ben bekleyemem dedi :D
Arkadaş tavsiyesi ile birini değerlendirmek çok zormuş! hele bir de ayrı şehirlerdeyse insan daha da zor.Üzerimden bir yük kalktı, benim için ağır ve sıkı bir tecrübe olmuş oldu. Belki kendimi tanıma fırsatım oldu benim de...İlk kez bir çiçek aldım gelirken bana gül getirmiş dün çöpe attım :)) Evde fazlalığa hayır:P

Ramazan ayı  güzel hamdolsun...Sahuru bahçede yapıyoruz üşüye üşüye:) İftarda topun patlamasını beklemekte çok keyifli çocukluğumdan beri...Top patlayınca hemen suya sarılıyoruz yemek falan aklına gelmiyor kimsenin..baş ağrısı da yoksa şayet susuzlukta sabredilebilir hale geliyor hamdolsun..Allah kabul eder inşallah niyetlerimizi...

Ablamın çeyizlerini ayırdık dün. Annem için duygusal bi gün oldu..Ağladı baya. Benim de neyim var neyim yok ortaya çıktı.. Mum kolleksiyonumdan ablama da ayırdım güzellerinden... düğüne ve ayrılığa 53 gün kaldı:(

Anneannemin ölümünün 3.yıldönümü bugün...Canım ninecim benim...
o zayıf bedenine rağmen bizim eve kadar durmaksızın yürüyerek gelirdi, sabah erkenden uyanır kafamın dibinde poşetinin içine çıkıladığı malzemelerini kurcalardı, hiç lüzumlu bişeyde olmazdı o poşette karıştırır da karıştırır hışırdatırdı o poşeti :)) Kalk diye kızardı bana ustan çekişcek çabuk git derdi...Çok güzel spagetti yerdi:)) Kafasının üzerine bağladığı başörtüsünü indiriverdiğimde beni koştururdu:))
Nur içinde yat ninecim, mekanın cennet olur inşallah!

6 Ağustos 2010 Cuma

İpekyol bluzum geldiii!

Twitter'dan hediye edileceğini duyduğum bu bluz için ben de kristal küre'nin bloguna yorum yaptım ve kazanan ben oldum...
ve bluzum bu hafta elime geçti... rengini, modelini, şıklığını çok çok beyendim..Kahretsin üzerime de pek yakıştı ayıptır söylemesi:P Teşekkürler İpekyol! 
Teşekkürler Kristal Küre! (bknz: kendini Oscar ödül töreninde hisseden blogger modeli)

5 Ağustos 2010 Perşembe

Tütün


Yer : Akhisar, Kızlaralanı Köyü
Hava nasıl cehennem sıcağı, köye kendimizi zor atıyoruz. Evin iki genç kızı var.Nasıl becerikli, hamarat ve bilgili  kızlar...Maşallah! Bizimle öyle ilgileniyorlar ki önümüze getirdiklerini öğütüyoruz :)) Zeytinliklerin içinde yaşıyorlar. Bu tütünleri sabah 4 de tarlaya gidip kırıyorlarmış kızlar, güneş çok kızmadan da dönüyorlarmış tarladan..Serada kurutup sonra kutulara yerleştiriyorlarmış..Hiç bir faydası olmayan tütünü yaparlarken sigara yapılıyor vicdan azabı çekiyor musunuz diye sorduğumda tütün kolonyası da yapılıyor biz o niyetle yapıyoruz artık diyorlar :)



Seranın sıcağına ben dayanamadım, hemen kaçtım ordan...

Tütünün yapraklarını kokladım, aynı sigaranın dibi gibi kokuyor...(hadi ya diyeni vururum:P)

3 Ağustos 2010 Salı

Birgi

Ege..
İzmir...
Ödemiş...

Konağın içine giremiyoruz restorasyon çalışmalarının yaklaşık 1 yıldır sürmesi nedeniyle, ah şanssızlığım! (Bu restorasyon çalışmaları neden bu kadar uzun yıllar sürüyor bilen varsa bana da söyleyebilir mi? )


Birgi'nin tarihine, o inanç turizmini yaşattığı havasına, cadde sokaklarına hayran kalmamak mümkün değil...



Konağın arkasına geçiyoruz...
Böyle bi ses geliyor uzaktan..
Kendine çekiyor o dar sokak o sesle..Türk sanat müziği çalıyor...Mistik bi hava var böyle..Garip...
Büyüleniyo gibi oluyorum fotoğraf çekerken...İçeride oturan kadına -ne kadar güzel bir mekanınız var dediğimde, sanki mekana girmemize izin vermezmişçesine "teşekkürler, kahve burası" yanıtını alıyorum..Kadında böyle tütsücü, ayinci, yogacı havası seziyorum, sonra öğreniyorum ki emekli felsefe öğretmeniymiş Gülsün Başaranbilek...Çok güzeldi mekanı mutlaka gidilip görülmeli...Hatta içeri girip bişiler yenilip içilmeli :)








Birgi'de mutlaka görülmesi gereken yerler var.. Bunlar İmam Birgivi Medresesi, Birgi Ulu Camii ve benim daha bilmediğim daha belki de çok yer... Ayrıca Birgi İzmir'in Uludağ'ı denilen, bu mevsimlerde sıcaktan bunalmış insanlar için serinlemek isteyenlerin akın ettiği Bozdağ ve Gölcük'e de yakın..Bozdağ kırkoluk çeşmesinin buz gibi suyundan içebilir, nefis gözlemelerinden tadabilirsiniz... Gölcük'te göl kenarında balık tutabilir gölün dinginliği eşliğinde dinlenebilirsiniz.