28 Ocak 2010 Perşembe

beyaza bakmak zor şey...





27 Ocak 2010 Çarşamba

kar yağıyorrr!

dışarı çıkıp kartopu oynadık 10 kişi falan, gözümden şişlendim kızardı biraz ama olsun, kara yatıp hiç kar yağışını seyretmemiştim, karın üstüne yağışını seyretmek çok güzel şeymiş...

hava yumuşacık oldu, iki gündür çekilen ayaz yerini pamuk gibi yumuşak bi zemine bıraktı...nil karaibrahimgil demişya istanbul bugün krem şantili çıkıp tadına bakın diye çok güzel demiş...oturmamak lazım evde, evden çıkana kadar zaten o mızıldanmalar o üşenmeler, çıktıktan sonra içeri giresiniz gelmiyor:)
birde eldivenlerin sıcacıksa ve kalınsa oo kimse tutamaz seni, yalnız ben kartopu atmayı beceremedim çoğu kez ıskaladım...(hayatı ıskalama da:P)
yarına baya birikse kar, tatil olsa işlerimiz, işe gidemesek, kocaman bi kardanadam yapsak, burnuna havuç taksak, fena mı olur? :))

26 Ocak 2010 Salı

dikkat bunalım!

sorma bu ara şu halimi...
siyah çekirdek çitlerken bile gözüm dalıyor, enerji noksanlığı yaşıyor, ptt'de çalışan krem rengi örgü yelek giymiş, emekliliğine az kalmış memur ablalar gibi hissediyorum kendimi...
nasıl bu kadar yorulduğumun farkında bile değilim oysaki...ama şöyle geriye dönüp bi baktığımda 17 temmuz 2000'den bu yana sadece iki kez oda birer haftadan ibaret olan bi yıllık izin kullandığımı görüyorum..

Nasıl bu kadar hızlı geçiyor zaman...
Ocakta bitiyor bak...
26 yaşın bana getirdiği kaygıları yaşıyorum sanırım...
Genellikle abla diyenlerin bi hayli artmış olduğu bi yaştayım artık...Hayatı kaçırmaktan korktuğum bi yaştayım...İş hayatımın 10.yılına yine aynı iştemi gireceğim sorusunu yaşadığım bi yaştayım...daha da uzayabilir ama uzamasa keşke...
Yaşamın sürecine tanıklık ettiğim karşıdan seyirci olarak baktığım arkadaşlarım var...İşte eğitim, iş, evlilik, çocuk sürecini yaşayanlar sanki hayata 3-0 öndelermişte ben hep arkalarda kalmışım gibi geliyor bazen... Evlilikle buralardan göçüp giden bir sürü arkadaşım var hepsinin hayatı değişmiş bizimkisi hiç bir sebeple kıpırdamıyor ne hikmetse:) Şimdilik trajikomik:P
kısmet herşey...birde kısmetin önünü çevirmek de var diyenler var...hiç o konuya girmeyeyim...

silkinmemlazımsilkinmemlazımsilkinmemlazımsilkinmemlazımsilkinmemlazımsilkinmemlazımsilkinmemlazım...




görsel

22 Ocak 2010 Cuma

karda yürüyen ve izini belli edenler!

Sabaha bembeyaz bi örtüyle uyanmak güzel... hayırlı cumalar...

20 Ocak 2010 Çarşamba

bölük pörçük

blog dünyası ile tanıştığımda çoğu blogda rastladığım bir fotoğraf vardı... kitap, battaniye ve bi kahve fincanı... keyifle canlandırıyorum hala gözümde... huzur... huzur herkese göre değişebilir belki benim için eve geldiğimde sıcak bi ortam ve sıcak bi çorba varsa içebileceğim huzurlu olmamam için bir neden yok... bazı kocalar ne kadar da gururlu...karısı bi AVM'de alışverişini tamamlayamadıysa kredi kart limit yetersizliğinden eyvah ki ne eyvah...Para kazanmanın zorluğunu bilmeyen halden anlamayabiliyor... işteyken o kadar çok karmaşa ile uğraşıyor ki insan eve geldiğinde ağzını açıp konuşası gelmiyor bazen, evde bi dinlinlik bi huzur hissetmek istiyor...ama evdeki insanın da konuşmaya ihtiyacı oluyor...orta yolu bulabilmek lazım...zira konuşmak konuşabilmek paylaşabilmek o kadar önemli ki ama boş değil lüzumsuz konuşmak değil yerinde ve zamanında konuşmak...eğer karşında ki de anlamamak için direnmiyorsa sorun yok demektir... en kötüsü çaresizlik sanırım... sanırım yalnızım... oldukça da yorgun... demli çayımla başbaşa kalmaya gidiyorum şimdi...

14 Ocak 2010 Perşembe

sabah sabah

babamın arabasının lpgsi bitti ve yolda kaldık mükerrem ve nazife komşuda arabadaydı üçümüz ittirdik shelle kadar:'( ağlamak istiyorum:))

12 Ocak 2010 Salı


eyvah! blogum bi arkadaşım tarafından keşfedildi:))
emine 30.yaşını tüketti bugün, hayırlara vesile olur inşallah:Pp
başkada bi değişiklik yok be blog...zaman hızlıca geçiyor işte...

6 Ocak 2010 Çarşamba

küçük yerde yaşamak

Efendim şimdi küçük yerde yaşamanın avantajlarını ve dezavantajlarını sıralayacağım... Öncelikle herkesi tanır ve herkes tarafından tanınırsın...Caddeden geçerken selamlaşarak geçmek güzeldir..özellikle esnaf nereye gidersen git seni bi yerlerde görürlerse senden önce haberin yayılır şurdaydın burdaydın diye... Herşey çok çabuk duyulur, çok çabuk yayılır...Cenazeler anonsla ilan edilir(bi arkadaşım cenaze ilanıyla uyandım der bazen)..."Bandırma'dan taze sardalya getirtilmiş olup balık pazarında satılmaktadır" anonsunu da çok sık duymak mümkündür:) Ezan sesini canlı canlı tanıdığın imamın sesinden duymak , dinlemek çok çok güzeldir... Yabancı tabelaların olmaması güzeldir... Düğünler için davetiye hazırlamak çok kolaydır. Davetiye listesi halihazırda mevcuttur. O liste evlenicek olan kişiye verilir elden ele dolaşır. Ulaşım çok kolaydır. Her yere yürüyerek ulaşabilirsin... Mesela benim yaşadığım ilçede sadece bi tane belediye servisi var:) O da benim evimin yakınına bile gelmiyor... Su sorunu yoktur...Çeşme suyu zaten içilebilir bir de onu beyenmeyenler için ayrıca içilecek tatlı su kaynakları bulunur. (alaçam suyu, incirli, bayban ama en güzeli bizim bahçeden çıkan su:P bir rivayete göre böbrek taşına falan iyi geliyormuş:P söyleyenlerin yalancısıyım kireçsiz, saf, tatlı su..mesela biz hiç çamaşır makinasında calgon kullanmıyoruz:P...nasıl ayırdediyorlar o suların tadını hayret ben sadece klorlu suyu anlıyorum onun dışında benim için su sudur:P) Asayişi iyidir..Gece 12'de elini kolunu sallaya sallaya çıkıp bi yere gidebilirsin. Güvenilirdir, Hırsızlık olayları çok az yaşanır... 5 kuruşun yoktur ama itibarın varsa aylarca yaşayabilirsin... Akrabalık, komşuluk ve insan ilişkileri daha sıcaktır. Çat kapı bi komşuna rahatlıkla gidebilirsin...
Dedikya herkes tanıdıktır diye... E bu kadar herkes birbirini tanıyınca dedikodusu da eksik olmuyor tabi...Kim kimle evlenmiş kim boşanmış, neden boşanmış, felanca ev almış kaç paraya almış hııı o lüks semtten almış vs... bir sürü meraklı insan soruları ve cevapları mevcuttur...
Kazıklanma ihtimalin %90'dır. Zaten aradığın hiçbişeyi bulamazsın bulduğunda da manifaturacı ve konfeksiyon mağazaları sayesinde o üç kuruşluk malı sırf mecbur olduğun için alıp kazıklanmaya göz yumarsın...
Veresiye vardır. Tanıdıktırya herkes sanki öyle olunca mecburdur insanlar..Bundan sonra babam gelse veresiye yok:P Ben 10 senelik müşteriyim tabiki yapıcaksınız diyenlere de kol saati bundan sonra:Pp Dostluk başka alışveriş başka evet cümle cuk olayı...
Eğitim, sağlık imkanları kısıtlıdır. Doğum doktoru pek bulunmaz bulunsa da burda doğum yaptırmaz İl'e gönderir...Uzman doktorlar gelse de gitmesi uzun sürmez kimisi de geldimi gitmez çünkü burda zengin olup giderler..Diş hekimi muayenehanesi açan kapatır ya tayini çıkar ya da sıkılmıştır...
Sosyal hayat yoktur...Arkadaşınla iş çıkışı gidip bi kahve içip sohbet edebileceğin ya da oturup muhallebi yiyebileceğin bi ortam yoktur. Varlığını sürdüren mevcut kafelerinde yaftalanması uzun sürmez...Sinema zaten yok dememe bile gerek yoktur...
Kri kri bulmak zordur. Görücü usulüyle evlilikler sürmektedir. Geçen pazar arkadaşımı görmek için pazar sabahı 11'de evlerine giden görücüyü görgüsüz olarak nitelendirmek en doğal hakkımızdır:P
Üniversite öğrencileri çok da sevilmez...Bi önyargı oluşturur özellikle kızlar...Erkek öğrencilerin ev bulması oldukça zordur ki yurt imkanıda azdı onlara düne gelene kadar...Öğrencileri en çok sevenler ev sahipleridir aslında, kira gelirleri normalden çok daha üstüne çıkar böylelikle...Sevmeyenlerde kocalarını kaptırmaktan korkan eşleridir. Halbuki ne alaka ama işte...
Çalışma alanlarının kısıtlı olmasından dolayı insanlar -riskli işlerde bile-SSK'sız çalıştırılır..SSK'dan müfettiş falan gelicek olursa herkese ücretsiz izin verilir eğer bi baskın olduysa akrabadır yardıma gidilmiştir sadece, tembih hazırdır:)
Zengin hep zengindir...100 bin liralık mercedes'ine binip kodamanlık yapmayı bilir ama evli barklı çoluklu çocuklu kirada yaşayan elemanının SSK sını ya hiç ödemez ya 2 ayda bir keserek öder...Maaş konusuna hiç girmesem daha iyi...
Yayalar rahat yürüyebilsin(!) diye yapılmış olan çok geniş kaldırımlar esnaf malzemeleri tarafından çoktan işgal edilmiştir. İki adımda bir yola inmek zorundasındır, kaldırıma çıksan kahvehane sandalyelerini dışarı çıkarmış bi sürü adam oturmuş yoldan geçenleri seyretmektedir(!).Yola insen tek yönlü yollar yüzünden bi arabanın sana çarpması söz konusudur...
ve son olarak;
Dikkat çekmemek lazımdır...
Herşeye rağmen özlenen, sessiz, sakin, gürültüsüz, kendi halinde, bozulmamış, yeşil yerlerdir...Emekli hayatı yaşamak isteyenler için oldukça idealdir...
Not: Gözlemler ilçemiz baz alınarak yapılmıştır. Katkılarından dolayı emine, kemıl ve ablama teşekkürü bir borç bilirim:P
Foto: İlçemizin eski görüntüleridir. Facebooktan alıntılanmıştır..

4 Ocak 2010 Pazartesi

başlangıç


yeni bir ajandaya başlamak, yeni bir hayata başlamak gibi olmasa da yine de bazen başa dönebilmek güzel şey...