21 Ekim 2008 Salı

sonbahar günleri...


dün malum pazar... gözümü yeğenimi parka götürme isteğiyle açtım.. onun ödevleri bilmemneyi derken yola koyulduk.. ancak acil ulaşmamız gereken bir yer daha olduğu için koşarak giderken römorksuz & kabinli bir traktör imdadımıza yetişti:) çocuk 8 yaşında daha önce hiç traktöre binmemiş ki.. yeğenimin yolda ilerlerken asfalttaki çukurlardan müthiş gürültü çıkaran gürültüsüyle traktörün lastik üstündeki yerine tanımadığım şoförün tuttuğu gibi oturttuğu yere arkamı dönüp baktığımda surat astığını fark ettim.. bir sonraki bakışımda zaten bağırarak ağlamaya başlamıştı:)) abi dedim dur inelim biz:)) sonrada indik uygun bi yerde zatende ineceğimiz yere gelmiştik..indikten sonrada bir süre ağlamaya devam etti annemi istiyorummm diye..sonra rahatladı korkusu oturduğu yerden kayması olmuş:) kıyamam ya ne maceraydı ama:)) sonra onu parkta oyun oynarken kendimide kitap okurken buldum.. keyifli geçti pazar.. ama yinede son zamanlardaki boşluğumu, sıkı canımı ne yapmalıyım bilemiyorum... sonbaharın güzelliğimi çarptı nedir ...

Hiç yorum yok: