30 Kasım 2010 Salı

biri uyudu öbürü düş gördü

*işaretleri takip ediceksin!

*neden kader hep olumsuz ve mutsuz şeylerle bağdaştırılır?
mesela çok güzel bi olayda neden kaderden demeyizde kaza ya da belada kader işte deriz?

*redd grubundakiler çok yakışıklı, ben büyüyünce onlarla evlenicem!

filmin konusu :
Bir kütüphanede memur olarak çalışan Aziz, kendi küçük dünyasında sakin ve huzurlu bir hayat sürdürmektedir. Bir gün, mahalleye yeni açılan kuaförün sahibi Seçil ve 10 yaşındaki kızı Gizem, Aziz’in oturduğu apartmana taşınır. Aziz’in yeni komşularıyla renklenen hayatı, küçük kızın daldığı uzun uykuyla gölgelenir. Gizem’in daldığı uykunun tetiklediği bambaşka olaylarla, sıradan görünen ama aslında rengarenk karakterlere sahip bu insanlar birlik olup, kaderi değiştirmeye çalışırlar.

Aziz’in günlüğünden: Kader değiştirilemez, değiştirilirse kader olmaz diyenler var. Olmasın varsın. Hiç bir şeyin değiştirilmeyeceği bir dünyada yaşamak ne umutsuzca olurdu öyle değil mi? Başına gelmiş kötü bir olay, öyle bir gün gelir ki olması gerektiği için olmuş ve daha iyi bir şeye neden yaratmıştır. Bilemezsin.

PRENSESİN UYKUSU, bir çoğunun aksine, uyanınca okunacak bir masalı anlatan, güler yüzlü bir Çağan Irmak filmi.

benim notlarım:
filme yalnız gittim.
koskoca(!) salonda 2 çift bir ben bir de önümde oturan yalnız adam..
filme ara verildiğinde çubuk krakerimi tıkınırken  kaderdaş arkadaşın arkasını dönüp "pardon saatiniz var mı?" sorusuna ağzımın dolu olması sebebiyle gözlerimi var maksatlı sıkarak yutkundum ve saati söyledim.
filme güldüm...
ağladım...
film çıkışı sokağa çıkınca kendimi çok garip hissettim...
sanki film gerçekti de sokak filmdi :)
özetle;
redd grubunu ve filmi sevdim...
dinlenesidir, izlenesidir...

redd- prensesin uykusuyum

2 yorum:

halime dedi ki...

bende sabirsizlaniyorum bu filmi görmek icin yuricim:) gelsede buralara gitsek artik..
sonrasinda belki kritigini yapariz seninle.

yuri dedi ki...

Halime'cim evet sende izle yapalım bi kritik, çok keyifliydi
sevdim sevdim :)