30 Mart 2009 Pazartesi
29 Mart 2009 Pazar
muhtelif
26 mart perşembe :tuğçeye doğumgünü hediyesi olarak 2 kutu eti sticksi ilçe belediye başkan adayı olan kırtasiyeciye paket yaptırttım.ücretini sorduğumda "bu kez bizden olsun oy verceksinya" dedi. :/
27 mart cuma : *bölge md.nden mine hn ve fatih bey geldi. patronum onlarla birlikte benide yemeğe götürdü. nedenini anlamadım:/
*nejlacıma pazardan 1tl ye kırmızı çorap aldık doğumgününü kutladık
28 mart cumartesi: balıkesirin altını üstüne getirdik siyah bir elbise aradık sade ve sadece. neden alışveriş özürlüyüm bilmiyorum beyenemiyorum:/
29 mart pazar: oy kullandık. hayırlı uğurlu olsun vatana millete. annem ve babam biz kalkmadan gitmişler 2.ve 3.sırada kullanmışlar oylarını. eve geldiklerinde babam cebinde bulduğu evet mühürlü kağıdı farketti. bu kağıt fazladan herhalde deyip belediye meclis üyesi kağıdını cebine sokmuş:) annem ben bile yapmam senin yaptığını diyip havasını bastı:) sonra biz gittik oldukça kalabalıktı. mahallemizde 7 tane muhtar adayı olması hasebiyle cazgır muhtar karıları(eşleri demek isterdim ama!) birbirlerine girdiler desem yeridir. muhtarlık sonuçlarını bilmiyorum ama belediye yine aynı başkanla devam olduğunu öğrendim..ne diyelim hayırlısı olsun..
25 Mart 2009 Çarşamba
tığ gibiydim
Mericim 4 yıl önceki bi videoda beni seyretmiş inanamadım tığ gibiymişsin dedi! ağğğğ
23 Mart 2009 Pazartesi
21 Mart 2009 Cumartesi
3.tekil şahıs
hep aynı yüzler, belirsiz kıpırtılar, sebepsiz mutluluklar, isteksizlik, yeni bir heyecan beklentisi ve gerekliliği, sıkıntı, iş, ev arası mekik, bir pili yitik kumandaya mahkumiyet, tek ders diye ihmal edilen bir istatistik, ablanın dahil olduğu özlenen bir cumartesi kahvaltısı, abla eli değmiş bir akşam yemeği, leyleği havada görmüş olucakki köye gitmiş bir anne, bir ay sonra ist.da olma heyecanı, ne giyicem kaygısı, hafta içi dağınık bir ev ve dükkan, sürekli montuyla oturan, burnunu çeken, kurşun kalem kullanan, yerleri *bırakın ben akşam silerim diye süpürrttürmeyip kendide süpürmeyen, kızı olucak bir iş arkadaşı, malesef hanımı uzakta olmasından öğle yemeklerini birlikte hazırlayıp yediğimiz, bişileri zor beyendirdiğimiz, hem sağlıklı beslenen, hem aynı zamanda 100 kg(!) olan, bizden öğle aralarında ıspanak, brokoli, haşlanmış patates isteyen, o yoğunlukta bulaşıkları yıkamaya kalksan *bırak şimdi yıkama, yıkamasan * pis, pasaklı gibi laflar atan, bu çok tuzlu, beynim ters döndü, tansiyonum fırladı diye kaynanalara yakışan dırdırcı tutum sergileyen, havluda çok temizmiş, yuri çay söylermisin yuri, bunu yuriye ver o takip eder diye iğneleyen bir patron, bense; parasız saadet olmaz lafına inanan, kanaatkar, hayalperest, antiidealist, korkak, nacesur, aktif görünen lakin pasif olan, okyanusa açılmak ve derinlerini keşfetmek isteyen lakin kıyısında ve üstünde dolanan, ama bu aralar halinden şikayetçi olmayan, cemalinde salak bir mutluluk ifadesi bulunan, göz altı torbaları ve çarpık dişleri olan, şu günlerde sakin sessiz bir ortamda bulunmak, kendi içine bir yolculuk yapmak, kendini tanımak, dinlemek, dinlenmek, düşünmek, nefsini terbiye etmek isteyen, sevgilisi vardır imajı çizen, kargoculardan arasın "gittikçe şişiyo", mngcinin "seni alan yandı" gibi laflarına maruz kalmış kişilik, bu kişilik evelsi gece rüyasında iki kişiyi öldürmüş cesetleri nereye saklasa diye düşünüyordu, korktu bu vicdan azabıyla yaşayamıycanı düşündü. cesetler komşularına aitti. uyandı ve hamd etti. Allah'tan bir rüyaydı ve komşulardan birini pazarda kanlı canlı görünce pek sevindi. iyiki çok film seyretmiyor...
19 Mart 2009 Perşembe
18 Mart 2009 Çarşamba
annem : "şifreli" konuştular duydunmu?
annemin "şifreli" kelimesine hastayım:))
17 Mart 2009 Salı
14 Mart 2009 Cumartesi
lapa lapa kar yağıyodu kapıyı açtım foto çekiyim diye iki çocuk geçiyomuş kaldırımdan biri diğerine bi dk fotoğraf çekiyolar bekle dedi, bende gülümseyiinn dedim sırıttı çocuklar:)
13 Mart 2009 Cuma
12 Mart 2009 Perşembe
10 Mart 2009 Salı
8 Mart 2009 Pazar
Mevlid Kandili
O'nu sevmek
O'nu daha iyi anlamak
O'nu yaşamak
sünnetlerine uymak
hayatımızda O'nu yaşamak
O'nu örnek almak
için
bize yardım et Allah'ım
iyiki O'nu içimizden yarattın
iyiki O'nun ümmetinden yarattın
hamdolsun.
7 Mart 2009 Cumartesi

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın Türkiye seyahatinde ona diğer gazetecilerle birlikte eşlik edecek türk gazetecinin bir blogger olmasını istemişler! vay anasssını!
işte o blogger işte o gazeteciiii tık
5 Mart 2009 Perşembe
bir makarnanın kedilere verilişinin hazin öyküsü
küçük kız kardeş annesi evde olmadığından ve can haliyle kendisini işten almaya gelen babasının saat 18'da kapıdan girer girmez hadi gidelimmi demesine hayırdır bişimi oldu diye karşılık verdiğinde aldığı cevap bişi yok çok acıktım olur:) küçük kız(yaş 25tir küçülde cebime gir'dir) işlerini toparlar babasıyla eve gider iken bim'den yoğurt alır ve kolları sıvar. bu kadar kısa sürede ne yapılabilir tabiki makarna:) hemen makarna suyu konur ocağa bi taraftan tarhana çorbası diğer tarafadaa biberler doğranıp konuverir. sarımsaklı yoğurtda hazırlanır bi taraftan. soba yakılmaya çalışılır ama başarılı olunamaz. çalışan ev kadınları düşünülür bi taraftan. hepsinin alnından öpülesi gelir. hem çalışmak hem ev işlerine yetişmek oldukça zordur zira. sabır gerekmektedir. ve anlayış. heh nerde kalmıştık 1 saat uyuz yanan bir ocakta dişini tırnağına takıp charliston makarna pişmeye verilmiştir. baba açtır. hemen sofraya oturulur ki mutfak soğuktur. baba çorbayı içene dek makarna şişmiş vaziyettedir gözümede bi hayli burgulu murgulu çok şık gözükmektedir. e açızya ne olursa olsun artık. sonra makarna babayla karşılıklı bi sofrada sadec
e ağız şapırdatmamız dışında ses çıkmayan bir ortamda yenilir. o arada komşu gelir o içeriye alınır. acele yenilir hatta sofra ortada bırakılıverir. sonra abla gelmiştir. buraları bant kaydını ileriye sarmış farzederek ilerliyorum. komşular gider ve abla derki ;
ben: seni yumruklamak istiyorum:) tüm cümlelerimi geri sararak madem açsın ne diye kedilere verdinnnnnnnnnn
abla: tamam başlama gene sanırım boş bi anıma denk geldi miyavlıyolardı gözüme ilişen makarnayı gördüm ve hepsini verdim normalde hepsini vermem aslında :))
abla:biliyomusun hepsini yememişlerr:/-*/****==
ben : bari söyleme, bari söyleme!!!
-yuri kedilere ekmek verirmisin?
-birazdan veririm diyerek sallar küçük kardeş ablayı:)
ve sonra küçük kız o canını dişine takarak hazırladığı caaaannnıım makarnayı ablasına göstermek ister ve der ki:
ben : abla yaptığım makarnayı gördün mü?
abla: evet, ben onu kedilere verdim.
ben: höönkkk!!!
abla: (bakışlar başka taraflara çevrilerek) e acıkmışlar n'apimm
ben : keşke kedilere ekmeği ben verseydimm
abla: makarnayı bu kadar çok sevdiğini bilmiyodum?
ben: onu daha 2 saat önce pişirdim, çok taze ve güzeldi doya doya yiyememiştik bile, zaten ocak ağır yanıyodu zor pişirmiştim ki yarına kalır babam yerdi,madem verceksin ne demeye hepsini veriyosun birazını ver en azından
abla: ya miyavlayıp duruyolardı mutfağa her girdiğimde napim
ben : onlar açlıktan miyavlamıyolar abla!
abla: ya evde annem yok, sen ertesi güne kalan yemekleri sevmezsin, babamda ne bulursa yer diye düşündüm ondan verdim
aradan biraz zaman geçer ve;
abla: biliyomusun benim karnım açben: seni yumruklamak istiyorum:) tüm cümlelerimi geri sararak madem açsın ne diye kedilere verdinnnnnnnnnn
abla: tamam başlama gene sanırım boş bi anıma denk geldi miyavlıyolardı gözüme ilişen makarnayı gördüm ve hepsini verdim normalde hepsini vermem aslında :))
abla:biliyomusun hepsini yememişlerr:/-*/****==
ben : bari söyleme, bari söyleme!!!
3 Mart 2009 Salı
İlgi
İlgi; babanın sen eve girene kadar arabanın farlarını açık tutması, annenin kahvaltıda yumurtanı, kaynamış patatezini soyması, akşam yemeğinde çorbana ekmek doğramasıdır. Canlarım benim. Allah başımdan eksik etmesin sizleri...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)